16 Mart 2008 Pazar

HAFTANIN HABERİ

Cafe Colette’de öğle saatlerinin küçük sohbetlerini özlememek ne mümkün, Nusret gazetedeki habere “Allah kahretsin” gibisinden bir tepki veriyor. Alsancak sarısı saçları ile her gün öğlenden itibaren ortamı şereflendiren Semuş ise ona hava atıyor, “Oh canıma değsin! Artık size gerek kalmadı. Erkeklere artık hiç gerek yok.” Gazetede, Jodie Foster’in suni döllenme yoluyla bir erkek çocuk dünyaya getirdiğinden söz eden haber; Nusret kızıyor, bir erkek olarak! Belli ki beğeniyormuş Jodie Foster’i. Biz Hatice ile bunu sorgularken, “ yani bu çocuğun babası sen olabilecekken… çok ayıp yapmış… bence yasaklanmalı… vs.” diyerek eğlenmeye başladık. Nusret duygularını pek de açık etmiyor. Biz ise işi on emire kadar götürecek bir mantıkla şuna karar verdik: Hz. Musa acaba elinden bazı tabletleri düşürmüş olabilir mi? “Belki tabletler on beş taneydi, ne bileyim… elinden düşmüş olabilir… evet evet mesela; asimile olmayacaksın, manipule olmayacaksın, klonlanmayacaksın, organ nakli yaptırmayacaksın, suni döllenmeyeceksin! Nusret işine dönmek üzere hesabı öderken, hala susmuyoruz, “Bana kalırsa Jodie bir dehanın spermlerini almış olabilir, ne dersin…”

“Vatikan Monsenyör Giafranco Girotti vasıtasıyla bir açıklama yaparak yedi büyük günahı güncelledi.” Bu harika haberi aldığımda yukarıdaki anıyı hatırladım. Bu tür bir müdahale olacağı aklıma dahi gelmezdi. Papa aksiyoner bir insan. Malum olan yedi günah ise neredeyse büyük çoğunluk tarafından artık bir erdem sayılacak kadar makul bulunuyorken bu müdahale çok yerinde oldu. Hatırlayalım bu günahları:
Tembellik
Kıskançlık
Açgözlülük
Hırs
Şehvet düşkünlüğü
Öfke
Kibir
Yeni günahlar:
Genetik müdahalede bulunmak
İnsanlar üzerinde deney yapmak
Çevreyi kirletmek
Sosyal adaletsizliğe neden olmak
Fakirliğe yol açmak
Ahlaksız yollardan zengin olmak
Uyuşturucu kullanmak

Bence ilk liste naif ve kusurlu olan kullar içindi. Son liste ise günümüzün Tanrıları için! Naif ve kusurlu Tanrı kulları günümüzde üretim ve iklim koşulları nedeniyle yoksulluğa mahkum edildiler. Sahip oldukları kaynaklar ellerinden acımasızca alındı ve alınmakta. Mağdurların sesini duyurmayan bir iletişim devrimi sadece manipulasyona hizmet ediyor. ne yazık ki bir şekilde her birimiz elimizde olmayan nedenlerle (belki de çoğumuz Tanrıya kul olmamak kibriyle) çağdaş tiranların kölesi olduk.

İnsanların dünyayı talan etmek, önlerine çıkan engelleri adalet tanımadan yıkmak konusunda “azgınlık” düzeyinde davrandıkları bir zamanda yapılan bu müdahaleden dolayı Vatikan’ı kutlamak gerek. Kulak verenlerin çok olmasını dilerim.

Irak savaşında ölen bir milyon insan için, açlıktan ve bölgesel savaşlardan dolayı ölen milyonlar için yas tutuyorum. Bize çocuklarımıza vasiyet edeceğimiz etik değerler bırakmayan yükselen değerler nedeniyle yas tutuyorum.